Haber

Kılıçdaroğlu: “Bu uyarıyı yapmak zorundaydım. Bir an önce bu işi bıraksınlar, Türkiye yabancı istihbarat örgütlerinin sırlarımızı alacağı bir yer…

Millet İttifakı Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Seçim sonucu çıktıktan sonra önemli bir risk var. Risk şu: Açıkça kazanan ve mandayı alan ortada dolar ne olacak? Şu anda bunlar ortada. Altın satarak durumu kurtarmaya çalışıyorlar Dolar kalmadı ya da Kapalıçarşı Türkiye’den dolar toplayıp doları dizginlemek istiyorlar. ekonomiKılıçdaroğlu, “CHP genel başkanı ve cumhurbaşkanı adayı olarak bu uyarıyı yapmak zorundaydım. Bir an önce bu işe son vermeliler ki Türkiye, yabancı istihbarat teşkilatlarının sırlarımızı çaldığı bir yere dönüşmesin.” .”

Millet İttifakı Başkan Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’da KRT TV canlı yayınına konuk oldu. Kılıçdaroğlu, gazeteciler Elif Çakır, Akif Beki, Ahmet Taşgetiren ve Taha Akyol’un sorularını şöyle yanıtladı:

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINI KİMSE KAPATAMAZ: (‘CHP Diyanet’i kaldıracak’ iddiaları) Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran CHP neden kaldırsın? İmam Hatip okullarını ilk açan CHP neden kapatsın? İlk ilahiyat fakültesini açan CHP neden kapatsın? Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkenin temel kurumlarından biridir. Atatürk; Diyanet İşleri Başkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın kurulması için Meclis’ten aynı gün iki ayrı kanun çıkarıldı. Hiç kimsenin Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kapatma yetkisi yoktur.

BU SEÇİM TÜRKİYE’NİN TESİS SEÇİMİDİR: Adil bir yarış mı, hayır. Seçim meydanlarında Erdoğan’ın adını bile anmadım. Kendi düşüncelerimizi ve neler yapacağımızı açıklamaya çalıştık. Öte yandan o kadar çok itham var ki anlayamadığım… Bizi o noktaya çekmek istiyor. Yani ekonomiden, Türkiye’nin geleceğinden, demokrasiden kopalım; oturup tartışalım… Seçime gidiyoruz. Bu seçim Türkiye’nin kader seçimidir. Bu seçimde; Otoriter bir yönetimin anası mı olacağız, yoksa demokratik bir yönetimden mi yana olacağız bu tartışılmaz. Mutfaklarda yangın var. Eve girdiğinizde zaten bu tabloyu görüyorsunuz. İşsizlik ciddi bir noktaya geldi. Kısır tartışmalara girmeyi doğru bulmuyorum.

TSK’NIN GEMİSİ GÜÇ PARTİSİ’NİN SEÇİM OTOBÜSÜNE DÖNÜŞTÜ: Devletin temel direklerini yerle bir ettiler. Adalet, parlamento budur. Yürütme organı yoktur. Medya tam bir kamp. Bütün amacım devletin sütunlarını yeniden inşa etmek. Yani demokrasiyi gerçek anlamda getirmektir. Yargı bağımsız olmalı ve siyaset yargıya karışmamalıdır. TMSF’yi yöneten kişiler yolsuzluk yaparlarsa; Soruşturma ve kovuşturma açılmayacağına dair bir yasa çıkarıldı. Bu düşünülecek bir şey değil. Anayasa Mahkemesi Başkanına bir mektup yazdım. ‘Bu Meclis’in ayıbıdır, lütfen açtığımız davayı erkenden ele alın, meclisi bu yükten kurtarın’ dedi. Kurumlar kendi başlarına çalışamaz hale geldiler. Demokrasi olacak; A Partisi bir döngüde, B Partisi başka bir dönemde gelir. Devlet ile partiyi ayırmak gerekir. Devlet artık partizandır. TSK’nın gemisi, iktidar partisinin seçim otobüsüne dönüştü… Seçim propagandasına çevirdiler. Sanki karşıymışız gibi bir hava… Neden karşı olalım? Ne uçak ne tank… Tam tersine bunlar milli meseleler. Bu sağ veya sol değil. Devletle partiyi ayıracağız. Bunu yaptığımızda, devletin temel direklerini tekrar sağlıklı bir temele oturttuğumuz zaman, dünyanın en barışçıl insanı olacağım, nitekim geri çekilip torunlarımla oynayacağım. Torunlarımla birlikteyken tüm sorunları unutuyorum.

ÇOK PARA TASARRUF EDEBİLECEĞİMİZE İNANIYORUZ: (Sözlerinin bütçesinden sorulur) Devlette dayanılmaz bir savurganlık var. 1 numaralı Kararname savurganlıkla ilgili olacak. Çok para biriktirebileceğimize inanıyoruz. Devletin bakanlıkları kiralık mı? Çankaya’ya gideceğiz… Burada devletin bütün bakanlıkları; ‘Buyur abi, orda bir yer var, orda…’ Biz kiradan kurtaracağız. (‘Beştepe’yi bakanlıklara verecek misiniz?’ sorusu üzerine) Bakanlıklar süresiz mühlet için para harcıyor, biz de kira rezaletinden kurtulacağız. O zaman para biriktireceğiz.

BÜROKRASİ NE KADAR NİTELİKLİ OLURSA SİYASİ GÜÇ DE O KADAR RAHAT OLUR: Ücretlilere, emeklilere bir şey vermezseniz ekonominin çarklarını çeviremezsiniz. Emekliye, maaşlıya verdiğinizde günlük ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Bu da belli bir zaman diliminde üretimi artıracaktır. Artı, biz esasen; Gelir vergisi tarifesini değiştirecektik, taban fiyattan vergi almayacağız diye konuşmuştuk. Elbette devletin ek gelir kaynakları bulması gerekiyor. Altı partinin çok güçlü bürokratik ekipleri var… Tecrübeli ve deneyimli bürokratları var. Önce niyetimizi söylüyoruz, kullan ya da kullanma diyorlar. Yarın bu dostlarınız; Her partiden ikişer kişi olsun dedik, aynı anda halkın karşısına çıksınlar istiyoruz. Yani bazen soruluyor, ‘hangi bakanı nereye atayacaksınız?’ Bakandan çok daha değerli olan bürokrasidir. Çünkü bakana haber verecek, siyasi talep geldiğinde; Artıları ve eksileri değerlendirip raporlayacak olan bürokrasidir. Bürokrasi ne kadar nitelikli olursa, siyasal iktidar o kadar rahat olur. Öncelikle nitelikli bürokratları atamak ilk yapacağımız işlerden biri. O zaman izleyenler de rahat edecek. Bunlar altı partinin kadroları, çalışıyorlar, birbirlerini tanıyorlar.

AŞAĞILAR VE AŞAĞILAR DEVAM EDER, KÜÇÜK KURTARICI ZARAR GÖRÜR: Borsa bir kumarhane değildir. Arkasında Sermaye Piyasası Kurulu gibi görev alanları kanunla belirlenmiş kurumlar olmalıdır. Bu kurumların da çöküşü başladı. Bu tam bir felaket. Biz bu uyarıyı yaptık ama yine inişli çıkışlı devam ediyor. Küçük kurtarıcı sefil durumda. Hala yapılandırılması gerekiyor. Bu bahisle ilgili davalar için özel mahkemeler kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu davaların bir an önce sonuçlandırılması gerekiyor. Bunu da düşünüyoruz. Birisi geldi; değerli bir kurumdan emekli olur, İstanbul’a yerleşir, İstanbul’da şirket kurar. Altı milyon dolarlık bir hacme ulaşıyor, sonra bir gün kapısı çalınıyor, ‘Bana bir milyon dolar vereceksin’ diyor. “Neden?” ‘Zaten halka açığım, denetim yapıldı, bir sorun yok.’ ‘Adamı kovdum’ diyor. ‘Aradan çok geçmeden sabahın erken saatlerinde polisler gelip onları karakola, savcıya götürdü. Savcı beni oturtmadı, kelepçeleri çözmedi” diyor. Ardından tutuklanma talebimle beni mahkemeye gönderdi. Hakimin karşısına çıktım. Benden 1 milyon dolar isteyen kişi, bu konularda yayın yapan birkaç internet sitesini arayıp tutuklanacağımı tahmin etmişti. haberler verilmiş. Hakim dosyaya baktı ve beni serbest bıraktı. ‘Beni aldılar, İMKB ve Sermaye Piyasası Kurulu soruşturma açıp bunu tüm dünyaya duyurdu’ diyor, ‘itibarım zedelendi’ diyor. Girilirse size bu hikayeleri anlatacak bir çok iş insanı göreceksiniz.

BİR HABER Mesela Vallahi’ye gideceğim. SADECE GELMEK İSTERSENLER: AK Parti’ye oy verenler sadece Erdoğan’ı dinler. Bize oy verenler sadece bizi dinler. Meğer aynı ortamda, birlikteymişiz. Bize oy veren vatandaşlar gelip dinlesin. Aklın sağduyusuna hakim olmalıyız. Aksi takdirde, horoz dövüşü gibi bir şey ortaya çıkar. Dilerlerse TV kanalları var, A Haberler Mesela yemin ederim gideceğim. İsterlerse yalnız gelebilirim. Sayın Erdoğan kurmaylarıyla gelecekse gelebilir. Biz altı başkan olduk, onlar kendi aralarında beş oldular… Onlar da gelebilir. Biz düşman değiliz. Biz bu ülkenin menfaati için çalışıyoruz. Londra’ya gittiğimde… Türkiye’de yatırım yapmalarını istedikleri şey; ‘Sizin demokrasiniz yok, can ve mal güvenliğiniz yok.’ Demokrasiyi, can ve mal güvenliğini getireceğimizi söyledik. Yaparsan geliriz diyorlar.

10 GÜN BOYUNCA NE YAPARLARSA YAPMAYACAKLAR DİYE YAPARAK EKONOMİSİ TAMAMEN BOŞ BIRAKABİLİRLER: Seçim öncesi, seçim gecesi, seçim sonrası. Üçe ayırdık. Ön seçim, şu anda çalışıyor; kutu güvenliği. YSK’ya güvenmiyoruz. İstanbul seçimlerinde bu çok net görüldü. Çünkü başka yerden emir alıp karar veren bir yargı kurumuna güvenme şansınız yok. Her sandıkta bir temsilcimiz olmalı. Bir buçuk yıldır çalışıyoruz. Sandıklar açıldıktan sonra temsilcimiz cep telefonu ile tutanakların fotoğrafını çekerek genel merkeze iletecektir. Tüm teknik altyapı oluşturulmuştur. Bilgisayar korsanlarının dışarıdan gelebilecek saldırılarına karşı tüm güvenlik önlemleri alınmıştır. İçeride ve dışarıda güvenliği sağlayacak mekanizmalar kurulmuştur. Tüm vatandaşların sakin bir şekilde olayı izlemesini istedim. Bunu her defasında söyledim. Kaybedeceğini anlayan bir siyasi iktidar, gitmemek için devletin bazı unsurlarını kullanarak olayı sabote edebilir. Uyarı yaptık, ne yaparlarsa yapsınlar provokasyona uğramayacaksınız.

Seçim sonucu çıktıktan sonra önümüzde önemli bir risk var. Risk şu: Mandayı almanın ortasında, kazanma kesinleştikten sonra dolara ne olacak? Şu anda altın satarak durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Çünkü dolar gitti. ya da Kapalıçarşı’dan dolar toplayıp doları frenlemek istiyorlar. 10 gün içinde vazgeçebilirler, ne yaparlarsa yapsınlar, ekonomiyi tamamen boş bırakabilirler. Ekonomi kadroları bizim, o konuda da çalışıyorlar.

BU UYARIYI YAPMAK ZORUNDA KALDIM: (Deep Fake Hakkında) Duydum. Birkaç kanalı kontrol ettik. Bunu İletişim Başkanlığı’ndan bir kümenin yaptığını çok iyi biliyoruz. İsimleri de verdim. İsimler tabii ki. Hangi trolleri hazırladıklarını da biliyoruz. Yasadışı bir alana girerseniz, birileri devletin tüm sırlarını ele geçirmiş olabilir. (“Yabancı istihbarat servislerine koz verilmesinden endişe duyuyor musunuz?” sorusuna) Evet. (Açıklamanızın bu işlemlere engel olup olmadığı sorusu üzerine) Bilmiyoruz. Devletini ve milletini seven biri olarak bu tür olayların Türkiye’ye ve geleceğine büyük zarar vereceğini düşünen bir insanım. Ben basit bir vatandaş olmanın ötesinde CHP genel başkanı ve cumhurbaşkanı adayı olarak bu uyarıyı yapmak zorunda kaldım. Bir an önce bu işe son vermeliler ve Türkiye yabancı istihbarat teşkilatlarının sırlarımızı çalacağı bir yere dönüşmesin; söyleyerek. (Açıklamanın ardından başka bilgi gelip gelmediği sorusu üzerine) Bazı bilgiler geldi ama şimdi söylemem doğru olmaz… İyi bir bürokratik kadro oluşturacağız. Yoksa devleti yönetemezsin… Bir kere saraya gitmiştim. Sayın Erdoğan’a ‘Devletteki liyakat sistemini yıktınız’ dedim. Binali Bey oradaydı ve ‘Karar siyasetçiler verir’ dedi. Tabii ki dedim. “Yanlış bir kararsa, bürokratın beni neden uyarmadığınızı söylemeye hakkı yok.” Bakanlardan çok daha değerli olan bürokratik ekiptir. Çünkü onlar devlet.

SİYASETÇİ NEFRET VE ÖFKE İLE HAREKET EDERSE; BU SAATLERDEN FARKI OLMAYACAKTIR:

ALEV OLMAK SUÇ DEĞİLDİR…: (Aleviliği anlatır) Kapalı kapılar ardında kötü bir şeymiş gibi anlatılıyor. Alevi olmak suç değil… Ben haram yemem, insan hakkı yemem. Artık kapalı kapılar ardında konuşulmasın diye fikirlerimi aktardım… Toplumun karşısına samimi bir şekilde çıkmalıyız. Türkiye çok güzel bir ülke. Türkiye kimlik ve inanç açısından zengin bir ülkedir. Kendi ülkemizde. Tüm inançlara saygı göstermeliyiz. Bunu kamuoyuna açıklamamız gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında en büyük günah insanın hakkını yemek ise bizim gırtlağımıza inmedi. Herkesin inancına saygı duyuyorum. Herkesin inancı başımın üstünde. Toplum yeni bir düzeye geçmek zorundadır. Eskiden başörtüsüyle ilgili raporumuz bozuktu… Siyasetçinin derdi derdini çözmektir. Toplumu yeni bir noktaya taşımak… Ayrım yapmayacağım, 85 milyonun başkanı olacağım.

BAKIM: Terörizm bir insanlık günahıdır. Teröre karşı hep birlikte hareket etmeliyiz. Bir politikacının birini terörist olarak suçlamasından daha yanlış bir şey yoktur. Bu ülkenin polisi var, MİT’i var. Varsa bir hatayı yargılarsınız. HDP’yi adeta terör örgütü olarak tanımlıyorlar. Peki, bu Meclis’i yönetiyor. Teröristler mi yönetiyor diyeceğiz. ‘Teröre, terör örgütlerine sempati göstermek için ortak olalım…’ Bu akıl dışıdır. Türkiye’nin buradan çıkması gerekiyor.”

7, 8, 10 AYDA TÜRKİYE NEFES ALABİLİR: (Nereden başlıyorsunuz?) Savurganlık Yönetmeliği. Durum ve Hasar Tespit Kurulu oluşturacağız. Bakanların atanması, belli yerlere nitelikli bürokratların atanması. İlk başta 6 ay sonra nefes alırız dedik ama giderek ağırlaşan tabloya baktığımızda Türkiye 7, 8, 10 ayda nefes alabilir. Vize sorunu var. Çok değerli temel yatırımlar yapacağız. Maden rafinerisi kurmak gibi…

İLK NESİLDE KAZANACAĞIZ: Karelere baktığımda birinci tıpta biz kazanacağız. Toplum değişimden yanadır. İyi şeyler yapacağız. Meydanlarda diyorum, elemelerde yarışalım diyorum.”

Kaynak: ANKA / Yeni

haber-cameli.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu